İçeriğe geç

Kırşehir deprem bölgesi mi ?

Kırşehir Deprem Bölgesi mi? Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Değerlendirme

Deprem, sadece yer kabuğundaki bir kırılma değildir; toplumun yapısındaki kırılmaları da görünür kılar. Kırşehir gibi Anadolu’nun kalbinde yer alan bir şehir için “deprem bölgesi mi?” sorusu, yalnızca jeolojik bir merak değil, aynı zamanda toplumsal bir sorgulamadır. Bu yazıda, Kırşehir’in deprem riski bilimsel veriler ışığında ele alınırken, aynı zamanda bu riskin toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve adalet açısından ne anlama geldiğine birlikte bakalım.

Kırşehir’in Jeolojik Gerçeği: Bilimin Söyledikleri

Kırşehir, Türkiye’nin orta kesiminde, Orta Anadolu Fay Zonu’nun etki alanında yer alır. Kandilli Rasathanesi ve AFAD verilerine göre, şehir birinci derece deprem bölgesi olmasa da, orta derecede sismik risk taşıyan bir kuşakta bulunmaktadır. Özellikle kuzeydeki Kaman ve Akpınar çevresinde yer yer fay uzantıları mevcuttur.

Bu bilimsel bulgular, Kırşehir’in büyük yıkıcı depremler açısından çok yüksek risk taşımadığını, ancak çevresindeki aktif fay hatlarının dolaylı etkisine açık olduğunu gösterir. Yani Kırşehir’de “deprem olmaz” demek, bilimsel olarak eksik bir değerlendirmedir. Risk vardır; önemli olan bu riski nasıl yönettiğimizdir.

Depremler ve Toplumsal Eşitsizlikler: Kadınların Görünmeyen Yükü

Depremler sadece binaları değil, sosyal dengeleri de sarsar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin belirgin olduğu toplumlarda, afetlerin kadınlar üzerindeki etkisi çok daha ağır olur. Kırşehir’de de benzer bir tablo karşımıza çıkar: Kadınlar, bakım yükü, çocuk sorumluluğu ve duygusal dayanıklılık gerektiren süreçlerde ön plandadır.

Bir deprem anında, kadınlar genellikle hem kendilerini hem de çevrelerindekileri korumaya çalışır. Ancak afet sonrası yeniden yapılanma süreçlerinde, karar mekanizmalarına dahil olma oranları düşüktür. Oysa ki kadınların empati odaklı bakışı, toplumun toparlanma sürecine insan merkezli bir yön kazandırır.

Peki, neden kadınların afet yönetiminde sesi daha az duyulur? Bu sorunun cevabı, toplumsal rollerin yeniden tanımlanmasında saklıdır.

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Gücün Sorumluluğu

Toplumsal dinamiklerde erkeklerin rolü genellikle “koruyucu” ve “inşa edici” olarak tanımlanır. Deprem gibi kriz anlarında bu roller, çözüm odaklı bir enerjiye dönüşebilir. Kırşehir’de birçok erkek, yerel yönetimlerde, arama kurtarma ekiplerinde ve teknik planlama süreçlerinde aktif rol alıyor. Bu, toplumun fiziksel yeniden inşasında büyük bir avantaj.

Ancak sosyal adaletin sağlanabilmesi için, erkeklerin yalnızca çözüm üreten değil, aynı zamanda dinleyen ve empati kuran aktörler olması gerekir. Çünkü dayanıklı bir toplum, yalnızca güçlü ellerle değil, duyarlı kalplerle de inşa edilir.

Kırşehir’de Afet Dayanıklılığı: Bilim ve Eşitliğin Ortak Paydası

Kırşehir’in deprem riski, teknik verilerle ölçülebilir; ama bu riske karşı gösterdiğimiz dayanıklılık, toplumsal bilinçle güçlenir. Kadınların duygusal zekâsı ile erkeklerin analitik yaklaşımı bir araya geldiğinde, afet yönetimi daha kapsayıcı bir hâl alır.

Örneğin, afet eğitimi programlarında hem mühendislik hem de psikososyal destek boyutları birlikte ele alınmalıdır. Mahalle bazlı dayanışma ağlarında kadınların liderliği desteklenmeli, erkekler bu süreçlerde iş birliği kültürünü güçlendirmelidir.

Kırşehir’de yapılacak basit bir topluluk toplantısı bile, bu iki bakış açısını birleştirerek büyük bir fark yaratabilir. Çünkü afet hazırlığı sadece duvarları değil, insan ilişkilerini de güçlendirmektir.

Birlikte Güvende Olmak: Sosyal Adaletin Depremle İmtihanı

Depremler, toplumun aynasıdır. Kimlerin korunabildiğini, kimlerin unutulduğunu gösterir. Kırşehir’in deprem riski, bizi yalnızca “hazır mıyız?” sorusuna değil, “eşit miyiz?” sorusuna da yönlendirir.

Kadınların dayanışması, erkeklerin çözümcül enerjisi ve farklı kimliklerin birlikte hareket etme gücü, bu şehrin gerçek güvenliğini oluşturur. Bilimsel veriler bize fay hatlarını gösterir; ama toplum olarak biz, bu hatların arasındaki insan hikâyelerini inşa ederiz.

Peki sizce, bir şehir sadece binalarla mı ayakta kalır, yoksa adaletli ve duyarlı bir toplulukla mı?

Kırşehir’in geleceği belki de bu soruya vereceğimiz cevaptadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
prop money